Tack TMI Duygusal Dayanıklılık Resilience
Duygusal Dayanıklılık (Resilience)
Koronavirüs pandemisinin küresel çapta değişimlere dönüşümlere ve kırılmalara yol açıp açmayacağı tartışması salgının küresel boyut kazandığı günden beri tartışılıyor. COVID-19 salgını, çalışanlar, işletmeler ve dünya ekonomisi üzerinde ciddi bir tehdit oluşturuyor ve insanlık bu tehdide karşı suçüstü ve hazırlıksız yakalandı dersek sanırız yanlış olmaz. İnsanlık sahip olmadığını elde etmek için çabalarken ,evde sahip olduklarıyla ne yapacağını bilemez bir halde buldu kendisini. Akvaryumdaki kumun havalandığı ve göz gözü görmediği bu bilinmedik , beklenmedik ortamda şimdi nasıl yol alacağız?
Şurası kesin ki şirketlerin satış grafikleri yukarıya doğru seyretmeye başladığında sağlam ekipler ve iyi liderler şu 3 noktaya odaklanacaklar:
- Tedarik Zincirini gözden geçirme
- Yüksek talep kaybını geri kazanmak için yoğun çaba
- Tüm taraf ve paydaşların sorumluluk alarak yapılabilecekleri konuşma
Ekipler yeni normalle birlikte talebi kovalamak için çok çalışacak ve yorulacaklar. Onların moralini yüksek tutmak ve motive etmek her zamankinden daha önemli olacak. Şirketlerde uzun yıllardır konuşulan ancak çok da fazla uygulanmayan : Dayanışma Kültürü (Solidarity), Birlikte çalışma (Collaboration) alışkanlığının önem kazanacağını düşünüyorum ve ümid ediyorum. Kurumsal değerler, vizyon, misyon gibi kavramlara en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde liderlerin çalışanlarını koruma, müşterilerine hizmet verme ve iş sürekliliğini dengelemeye ihtiyaçları var. Bu yeni dönemde finans , tedarik zinciri , insan kaynakları , pazarlama , satış, sağlık, sigorta ve bankacılık sektörleri ciddi şekilde sekteye uğradı. Yöneticilerin %76’sı kuruluşların teknoloji ve insanları daha insancıl şekilde bir araya getirecek yeniden yapılanmanın gerekliliğine inanıyor.[i] Yeni iş yapış yöntemlerine uyum sağlamak için işbirlikçi bir yaklaşım sergilemek, yerel ve küresel ekipler arasında katılım ve iş sürekliliğini sağlamak önem kazanacak. Bu yeni dönemde güçlü ve aktif iletişimin önemini bir kez daha anlamış olduk. Çalışanların , müşteriler, tedarikçiler ve paydaşlarıyla iş öncelliklerini takip ederek sürekli ve günlük güncellemelerde bulunmalarını öneririz.
Kısa vadede birinci önceliğimiz çalışanlarımızı ilk sıraya koyan önlemler almak : bir diğer ifadeyle rahat ve güvenli çalışacakları ve kolay iletişim kuracakları steril ortamı hazırlamak. Çok gerekli olmayan tüm seyahat ve ziyaretleri kısıtlamak, sağlık ve iş güvenliğiyle ilgili tüm yönergelere harfiyen uymak önceliğimiz olmalı.
Orta vadede süreçleri yeniden gözden geçirmek ve kalite, işgücü, verimlilik, uyumluluk , çalışanların katılımı ve mutluluğunu sağlamayı amaçlayan ‘Sanal Komuta Merkezi’ kurmanın faydalı olacağına inanıyorum.
Uzun vadede ise proaktif davranarak müşteri odaklı sürdürülebilir bir sistem üzerinde odaklanılmalı. Her zaman her yerden çalışabilen ve müşteriye taahhütünü yerine getirebilen farklı coğrafi bölgelerdeki ekipleri koordineli şelilde çalıştırabilmek başarının en önemli anahtarlarından birisi olacaktır.
Peki, Bu süreçte ne öğrendik? Güvene dayalı, güçlü ve şeffaf ilişkilerin olduğu şirketler bu döneme çok daha kolay adapte oldular. Evden de verimli şekilde çalışabildiğimizi bir kez daha görmüş/ göstermiş olduk , bununla birlikte tüm işlerin uzaktan erişimle yapılamayacağını da kabul etmemiz gereken bir başka gerçek. Çalışanlarımızın beklentilerini buna göre uyarlamamız gerekecek. Dolayısıyla sağlıklı ve güvenli ofis ortamını bir an önce hatyata geçirmek acil ve önemli bir gereklilik.
Başarı; kritik durumlarda yaratıcı çözümler bulan, kolay adapte olan, öncelikleri doğru belirleyen, esneyebilen duygusal dayanıklılığı yüksek gelişme fırsatlarını yakalayan ekiplerin olacak.
Tack TMI Türkiye, Eğitim Danışmanı
Tolga Kırkoyun
Çalışanlarınızın farkındalıklarını artırıp , duygusal dayanıklılık becerileri kazanabileceği bol uygulamalı ve aktif katılım gerektiren Duygusal Dayanıklılık Resilience programımızla ilgili bize turkey@tacktmiglobal.com mail adresinden ulaşabilirsiniz.
[i] Accenture Technology Vision 2020